Takım Hakkında
MİSYONUMUZ
Spor yapmak, Rakibe saygı duymak, Efendi efendi top oynamak, Güzel futbol oynamak, Futboldan keyif almak,
BİZ KİMİZ?
Annemizin karnındayken babamızın Halit Kıvanç’ın radyodan anlattığı maçları dinlediği, anne karnından itibaren futbola gönül vermeye başlayan, dünyaya geldiğimizde fikrimiz sorulmadan tutacağımız takımın bize empoze edildiği, iki ayağı üzerinde durmaya başladığından itibaren top peşinde koşan, mahalledeki boş arsada iki taşı üst üste koyup kale yaparak futbol oynayan, 3 kornerin bir penaltı olduğu, takıma almamasından korktuğumuz için sahadaki topun sahibi ile hep iyi geçinen, Mahallede en az bir kez cam kırmış, mahalledeki emekli albay tarafından topunuzu keserim diye tehdit edilmiş, dizleri ve dirsekleri sürekli yara bere içinde olan, maçtan sonra annelerimize inat terli terli soğuk su içmiş, ne olursa olsun arkadaşına küfür etmemiş, maçtan sonra arkadaşlarını incitmeden "nasıl yendik ama” yı kibar bir şekilde söylemiş, globalleşen dünyada iliklerimize kadar işleyen kapitalizmin evimizin yanıbaşındaki arsalarımıza çirkin binaları dikmesini çaresiz gözlerle izlemiş, top oynamadan önce komşulara toz gitmesin diye kovalarla suladığımız sahaları elinden alınarak toprak sahada oynarken hiç duymadığımız tendon kopması, kas yırtılması kemik kırılmasını halı saha adındaki kas ve kemik sakatlıklarının bir numaralı sebebi olan adeta sakatlanmak için spor yapılan halı sahalara mahkum edilen, o zamanlarda adı centilmen olan ve daha sonra futbolun endüstrileşmesiyle adı fair play’e devşirilen, içindeki Fair Play ruhunu durduramayan güzel insanlarız. Her ne kadar tarihimizde İngiltere'ye 8-0 yenildiğimiz ama ezilmediğimiz, Euro 96’ya katılıp puan alamadığımız halde başarılı olduğumuzu düşünüp mutlu olduğumuz, bir zamanlar hayal bile edemediğimiz UEFA kupasını alan bir takımımızın olduğu, 2002 dünya kupasında Şenol Güneş’in saçlarını tarama şeklinin kazandığı dünya üçüncülüğünden daha çok konuşulduğu , bütün uluslararası turnuva elemelerinde, Malta ile berebere kalabilirsek, Romanya Bosna’yı yenerse, San Marino kendi sahasında Fransa'ya beş atarsa, Faroe Adaları gülümserken Almanya yellenirse, Nijerya naber deyip de Yunanistan kalimera derse bir üst tura çıkıyoruz hesaplarının hayatımızın değişmez parçası olan bir nesil olarak biz futbolu çok seviyoruz. Şunu çok iyi biliyoruz ki futbol, 11 kişiyle oynanan ama sonunda hep Almanların kazandığı bir oyundur.
Futbol: Mutluluktur, Savaşmaktır, Siyasettir, Aşktır. Yani; Futbol hayattır.
Ali Rıza ŞAHİN Eylül 2015
FAİR PLAY
ŞAMPİYONLUK
KUPA
Ev
Deplasman
Alternatif